Adetli kadın namazdan sorumlu olmadığı için, onu kaza etmekten de sorumlu olamaz. Muâze dedi ki, Ayşe’ye sordum, dedim ki: “Adetli kadın neden oruç tutuyor da namaz kılmıyor?” “Sen Harûriyye misin?” dedi. “Hayır, Harûriyye değilim ama soru soruyorum” deyince şöyle dedi: “Bizim başımıza bu olay gelince orucu tutmamız emredilirdi ama namazı kılmamız emredilmezdi.” İnsanları yanıltan kelime “kaza” (قضى) kelimesidir. Bu kelime, Kur’an ve Sünnette ibadetler için kullanılmışsa “eda” yani ibadeti zamanında yapma anlamındadır. (فإذا قضيت مناسككم) “Hac ibadetini tamamladığınızda” (فإذا قضيت الصلاة) “namazı kıldığınızda” demektir. el-Feyyûmî (ö. 770/1368-69) şöyle demiştir: “Alimler, ibadetlerde kazayı, vaktinin dışında yerine getirilen, edayı da vaktinde yerine getirilen için kullandılar. Bu, kelimenin sözlük anlamına aykırıdır ama iki vakti ayırmak için oluşturulmuş bir terimdir.” Ayşe validemiz zamanında böyle bir terim olmadığı için onun kullandığı (قضى) kelimesine eda anlamı vermek gerekir. Kaza kelimesiyle ilgili olarak İbn Teymiye şöyle der: Kaza (القضاء), Allah’ın ve Resulünün sözlerinde ibadeti vaktinde tam yapmayı ifade eder. Şu ayetler bunu gösterir: فإذا قضيت الصلاة فانتشروا فى الأرض وابتغوا من فضل الله. «Όταν τελειώσετε την προσευχή, διασκορπιστείτε στη γη και αναζητήστε την ευλογία του Αλλάχ.» «Όταν τελειώσετε τις θρησκευτικές σας τελετές» «με την ολοκλήρωση της προσευχής».
Αγαπητέ αδελφέ/αγαπητή αδελφή,
Αυτό το θέμα, με τις απαντήσεις και τα σχόλιά του, έχει μεταφερθεί. Κάντε κλικ για να το διαβάσετε…
Με χαιρετισμούς και ευχές…
Ισλάμ μέσα από ερωτήσεις